
Kalem Kırılmaz: 24 Temmuz ve Susmayan Gazeteciler
Bugün 24 Temmuz. Sansürün kaldırıldığı tarih olarak bilinir. Ancak biz gazeteciler için bu gün, sadece bir bayram değil, aynı zamanda bir vicdan günüdür. Gerçekleri yazmanın bedelini canıyla, özgürlüğüyle ödeyenlerin hatırlandığı bir gündür.
Ben bu mesleğe, kalemin namus olduğunu öğrenerek başladım. Çünkü bu topraklarda bazı gerçekler sadece yazıldıkları için tehlikeli kabul edildi. Ve bazı gazeteciler, sadece gerçeği yazdıkları için hedefe kondu, susturulmak istendi.
Onlar Gerçeği Yazdı, Hayatlarından Oldular
Bu ülkede gazetecilik, çoğu zaman kelimelerle değil, kurşunlarla sınandı.
- Uğur Mumcu, “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” diyerek yolsuzlukların, çetelerin, karanlık yapıların üzerine gitti. 24 Ocak 1993’te evinin önünde bombalı suikastla katledildi.
- Çetin Emeç, 1990’da İstanbul’da uğradığı silahlı saldırıyla hayatını kaybetti.
- Abdi İpekçi, 1979’da Milliyet gazetesinin genel yayın yönetmeniydi, İstanbul’da vuruldu.
- Metin Göktepe, gözaltına alındı, dövülerek öldürüldü. Sırf “polis kurşunuyla ölenleri” haber yaptığı için.
- Cevdet Kılıçlar, Gazze’de İsrail’in Mavi Marmara baskınında yaşamını yitirdi; elinde silah değil, fotoğraf makinesi vardı.
Bu isimler, sadece gazetecilik yapmıyorlardı. Onlar halkın gözü, kulağı, hafızasıydı. Ve susturulmak istendiler.
AKP Dönemi: Kalemle Hapishane Arasında
Basın üzerindeki baskı bugün başka biçimlerde devam ediyor. AK Parti iktidarı boyunca yüzlerce gazeteci tutuklandı, susturulmak istendi. Özellikle 2010 sonrası süreçte gazetecilik, terörle, casuslukla ya da halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekle yaftalandı.
- Mustafa Balbay, yıllarca Silivri'de yattı. Yargılandığı mahkeme salonunda bile yazmaya devam etti.
- Ahmet Şık, “İmamın Ordusu”nu yazdığı için tutuklandı.
- Nedim Şener, gazeteciliği nedeniyle hedef alındı.
- Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, defalarca cezaevine girdi ama yazmaktan vazgeçmedi.
- Sedef Kabaş, canlı yayındaki bir deyim yüzünden tutuklandı.
- Müyesser Yıldız, haber kaynakları nedeniyle hedefteydi.
- Can Dündar, MİT TIR’ları haberi sonrası hem yargılandı hem sürgüne zorlandı.
Bugün hâlâ cezaevinde olan meslektaşlarımız var. Davaları sürüyor. Basın özgürlüğü kağıt üzerinde, kalem ise parmaklıklar ardında.
Kalemler İçeride: Bugünün Gerçeği
AK Parti iktidarı döneminde yüzlerce gazeteci gözaltına alındı, tutuklandı, susturulmaya çalışıldı. Bugün hâlâ cezaevinde olan gazeteciler var.
İsim isim söyleyelim ki unutulmasın:
Geçtiğimiz aylarda gözaltına alınanlar arasında:
Timur Soykan, Fatih Altaylı, Murat Ağırel, Yıldız Tar, Elif Akgül, Ender İmrek, Furkan Yıldırım, Zeynep Kuray, Derya Okatan...
İçeridekiler yalnız değil. Dışarıdaki bizler yazmaya, sormaya, hatırlatmaya devam ettikçe bu meslek ayakta kalacaktır.
Bu Kalem Satılık Değil
Tüm bu baskılara, tehditlere, fişlemelere rağmen hâlâ “Ben buradayım” diyen gazeteciler var. Her gün sansürle, otosansürle, maddi zorluklarla baş etmek zorunda kalan, ama yine de gerçeği yazmaktan geri durmayan meslektaşlarım...
Bayram kutlanacaksa, onların onuruyla kutlanmalı.
Bugün basın bayramıysa, bu bayram ne patrondandır ne siyasetçiden. Bu bayram, kalemini satmayan gazetecilerindir.
Facebook Yorum
Yorum Yazın