Aydın
DOLAR32.3391
EURO34.8912
ALTIN2393.4
Simay Yaren Akbaş

Simay Yaren Akbaş

Mail: [email protected]

ÇOCUKLAR VE ÖLÜM KAVRAMI

ÇOCUKLAR VE ÖLÜM KAVRAMI

 

Ölüm, yaşamın son bulması halidir. Yetişkinler için yaralayıcı ve üzücü olduğu kadar çocuklar için de bir o kadar üzücü ve yaralayıcı bir durumdur. Fakat çocuklar yaş ve gelişim dönemlerine göre bağlı olarak ölümü farklı şekillerde algılayabilirler. Gelişim psikologlarından Bowlby’e göre henüz 17 aylıkken çocukların zihninde ölüm kavramı gelişmeye başlar. Bu dönemde çocuklar nesneleri zihinlerinde tutabilirler ve ayrılık ya da kayıp durumlarında üzüntü, protesto etme ve çaresizlik tepkileri gösterebilirler.

5 yaşına kadar yaşanan kayıp, ölüm veya ayrılıklara çocukların verdiği tepkiler yetişkinlerin tepkilerine göre şekkillenir. Bu yaşta çocuklar benmerkezci ve büyüsel düşüncelere sahip olduklarından dolayı ölüm kavramı bu düşünceler ile açıklanır. Bu dönemde yaşanan ölümler çocuklar tarafından ‘’gitmek’’, ‘’uyumak’’ şeklinde algılanabilir. Ebeveynlerin; çocukların bu düşünce tarzlarının farkında olması ve yanlışlıkla bu inancı desteklememesi gerekir. Aksi takdire çocukların zihninde ölen kişinin bunu kendi isteğiyle tercih ettiği sanılabilir ve ölen kişinin gittiği yerde mutlu olup olmadığı sorulabilir. Bununla birlikte herkesin öleceği fikri tam olarak kavranamaz.

5-9 yaş arasındaki çocuklar için ölüm biraz daha netlik kazanmıştır. Bu yaşlarda çocuklar insanların yalnızca trafik kazası veya hastalık gibi nedenlerden öleceğini düşünebilirler. Bu sebeple onlar için ölüm sağlıklı yaşayarak, kazalar ve hastalıklar gibi bazı durumlardan kaçınılarak uzak durulabilen bir durumdur. Ergenlik döneminden itibaren ise soyut düşüncenin gelişmeye başlaması ile çocuklar ölümü daha rahat anlayabilir ve algılayabilirler. Bu dönemde çocuklar; ölümün herkes için olduğunu, yalnızca hasta olan veya kaza geçirenlerin ölmediğini ve ölenin bir daha geri gelmediğini kavrayabilirler.

Ebeveynlerin en çok endişelendiği noktalardan biri çocuklara ölümün nasıl ifade edileceği konusudur. Bu konuda ebeveynlerin sahip olduğu birtakım yanlış inançlar ve sergiledikleri yanlış tutumlar da mevcut. Örnek verecek olursak şu sözlerin söylendiğini çok duyarız: ‘’Melek oldu, gök yüzüne gitti. Seni hep izliyor olacak.’’ , ‘’Uzun ve derin uykuya daldı.’’ , ‘’Çok uzağa gitti.’’ , ‘’Uzun bir yolculuğa çıktı.’’. Bu cümlelerin hepsi çocuğun ileride olası bir seyahate çıkma durumunda veya her uyku saatinde kaygılanmasına neden olabilir. Aynı zamanda aynı durumu sevdiği herkes için taşımasına neden olabilir. İleriki dönemlerde bu durum çocuklar açısından travmatik izler taşıyabileceği gibi, birtakım fobiler geliştirmesine, depresyon ve anksiyete bozukluklarına yakalanmasına da sebep olabilir.

Peki ebeveynler ne yapmalı, ölüm kavramı çocuklara nasıl ifade edilmeli?

  1. Öncelikle, yaşanan kayıp çocuklara yaşına ve gelişim dönemine uygun olarak açık ve anlaşılır şekilde ifade edilmelidir. Her canlının doğup, büyüyüp en sonunda da öleceğini; ölen kişilerin nefes alamadığını ve yemek yiyemediğini sorduğu takdirde ifade edin. Aynı zamanda, çocukların tepkilerini yetişkinlerin tepkilerine göre şekillendirdiği de unutulmamalıdır.
  2. Çocukların duygularını ve düşüncelerini ifade etmesine izin verin. Duygularını ifade ettiği için onu takdir edin. Siz de duygularınızı ifade etmekten çekinmeyin. Duygularınızı saklamak çocuklara da duygularını saklamayı öğreteceği gibi aynı zamanda ölen kişinin unutulduğunu düşündürebilir. Düzenli aralıklarla ölen kişiyi anmak önemlidir.
  3. Eğer ölen kişi çocuğun çok yakını ise ani haber vermek yerine aşamalı olarak bu durum ifade edilebilir. Örneğin önce bir kaza geçirdiğini ve hastanede olduğunu ardından kaybettiğinizi söylemek gibi.
  4. Ebeveynlerin endişelendiren bir diğer konu ise cenaze ritüelleridir. Çocukların cenaze ritüellerine katılıp katılmaması her ebeveyni düşündürür. Cenaze ritüellerine katılmak bireylerde vedalaşmayı sağlar ve yas sürecinde bizi rahatlatır. Bu durum, çocuklar için de geçerlidir. Fakat burada önemli olan, çocuğun yaşı, gelişim dönemi, buna hazır ve istekli olup olmamasıyla ilgilidir. Katılmak isteyen bir çocuk engellenmemeli, katılmak istemeyen bir çocuk zorlanmamalıdır.
  5. Düzenli aralıklarla yapılan mezarlık ziyaretleri hem yetişkinin hem de çocuğun yas süreci açısından oldukça faydalıdır.
  6. Yaşanan kayıptan sonra çocuğun düzeninde büyük değişiklikler yapılmamalı aksine rutinler korunmalıdır. Örneğin her gün okuldan sonra parka gidiliyorsa kayıptan sonra da buna devam edilmelidir.

 

 

KAYNAKÇA:

Sezer, S. ve Saya, P.(2009).Gelişimsel açıdan ölüm kavramı. Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 13, 151-165.

https://www.cadempsikoloji.com/calisma-alani/4-cocuk-danismanligi/110-cocuklarda-olum-kavrami

 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar