Aydın
DOLAR42.2631
EURO49.0719
ALTIN5726.6
Zahide Yalçın Sert

Zahide Yalçın Sert

Mail: [email protected]

BEŞ AYRI MAAŞ

BEŞ AYRI MAAŞ

Yan yana beş-altı sıra mevcut. Her sırada yüzlerce insan. Gözüm kesmiyor beklemeyi, ancak oğlum ısrarlı, çare yok bekleyeceğiz. Etrafa bakıyorum geçmiş yıllardan farklı. Çok ama çok kalabalık bu sene. Hemen her yetişkinin yanında bir ya da birkaç çocuk. Sıra bize gelir mi, gelmez mi diye düşünürken bizden sonra bile yüzlercesinin geldiğini görüyorum. İnanılmaz bir kalabalık. Her yaştan ve farklı sosyo-kültürel düzeyden insanlar. Anne ve baların yanı sıra; kimi anneanne, kimi babaanne, kimi teyze, kimi hala, kimi dede, çocuğun elinden tutan koşup gelmiş.

Kadınlar var bakımlı, bayram yerine gelmiş gibi özenli giyinmişler. Az ilerideki sırada başı kapalı gülümseyen güzel gözlü kadınlar görüyorum. Tanıdık değil, bilemedim bunlar nereli? Sırada beklerken belli ki aralarında bir ahbaplık oluşmuş. Sesler duyuyorum, “biz de Bartın’dan geldik,” diyor biri diğerine. Ağrı’dan gelen olduğunu duyunca şaşırıyorum ilk başta, sonra anlıyorum dün gece otel bulmakta neden bu kadar zorlandığımızı.

Etrafıma hayranlıkla bakarken bizim sırada da çoktan sohbet başlamış. Ailesiyle birlikte Konya Ilgın’dan gelen biri, soruyor eşime: “Siz nerelisiniz?” Denizli, yanıtının ardından “Bilirim oraları ben Denizli’de okudum.” Sohbet derinleşiyor, okuduğu yerlerle ilgili devam eden, değişen, mekânlar falan derken önümüzde duran 70-80 kişi içeri giriyor, biz de biraz ilerliyoruz öne doğru. Sohbetten anlıyorum ki Ilgınlı yurttaş öğretmen. Hem de 40 yıllık öğretmen. Ne zaman emekli olacağıyla ilgili soruya “Oğlum da öğretmen, o atanana kadar devam edeceğim” diyor. O vakit eşim; “Siz emekli olmazsanız, onlar da atanamıyor” deyince, “Kısmen haklı olabilirsiniz, ancak ben o atanana kadar çalışmak zorundayım. O da benim kadar çalışıyor, lakin ben 75 bin lira alıyorum oğlum 22 bin. Nasıl geçinecek? Okullarda 5 ayrı statüde öğretmen var. Yani beş ayrı maaş. Oysa hepimiz aynı işi yapıyoruz, maaşlarımız farklı farklı” diye devam ediyor.

Sıralar yan yan olduğundan heyecanlı ve hararetli sesler, sakin seslerin hâkim olduğu sohbetleri bölüyor. Yaklaşık yarım metre ilerimizdeki mekânda da münazarayı andıran bir sohbete kulak kabartıyorum. Öyle sanıyorum kilerin yerini inanan seslere bıraktığı sohbetten, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de payını alıyor. Yurttaş, 6 yıl önce başlayan Kasım tatilinin bu yıl özellikle 10 Kasım’a getirildiğini ve Atatürk’ü anma töreninde öğrencilerin bulunmasının Milli Eğitim Bakanlığı’nca istenmediği konusunda ısrarlı. Nasıl ki Kasım tatili kararının peyderpey 6. yılında 10 Kasım’a getirildiği konusunda somut örnek verilirken, “Korkarım ki bunlar, Nisan tatilini de önümüzdeki yıllarda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayarmı’na getirir. Yavaş yavaş görkemli kutlamaların yerini sessiz kutlamalar alır” şeklindeki serzenişlerini dile getiriyor.

Sıra biraz daha ilerleyip Anıtkabir’deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’ne yaklaşırken sabah Atamızın Mozolesinin önünde saygıyla bekleyen minik öğrenci grubunun henüz Müze’ye yaklaşmakta olduğunu gördüm. Mızmızlanmıyordu minik öğrenciler, “yorulduk” da demiyorlardı aksine sabırla ve heyecanla bekliyorlardı. Okul çağında bile olmayan bu öğrencileri, Anıtkabir’de buluşturan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve onun ilkelerinden taviz vermeyen öğretmenlerin varlığını bilmek geleceğe dair umut veriyor.

Anıtkabir’deki manzara gösteriyor ki 10 Kasım’da değil okulları tatil etmek, yolları bile kapatsanız millet Ata’sını anmaktan vazgeçmeyecek.

 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar