Aydın
DOLAR32.3809
EURO34.741
ALTIN2433.2
Şahin Yıldırım

Şahin Yıldırım

Mail: [email protected]

İKİ ŞEY

Örnek: Dünyanın bütün futbolseverleri ekran başına kilitlenmiş maçı izliyor. 

Tarih 12 Haziran 2021. Saatler 20.00’ye yaklaşıyor.

EURO 2020’nin ikinci gün maçında Danimarka ile Finlandiya ilk yarının son anlarını oynuyor.

Maçın 42. dakikasında Danimarkalı Christian Eriksen, bir anda yerde kalıyor.

Hemen ilk müdahale yapılıyor. Erken müdahale kalbi

yeniden çalıştırıp Eriksen’i aramıza getiriyor.

Ama tüm dünya ile birlikte biz de ekranda geçen o upuzun

dakikalar boyunca kıpırtısız, sessiz ve ağlamaklı bekliyoruz,

çoğumuz ağlıyoruz da. Dünyanın bir başka yerinde hayatının

en güzel zamanlarında ve yine dünyanın gözü önünde

takdire değer bir başarıyla biri yeşil sahalarda top koşturuyor.

İhtimal zengindir, hali vakti çoğumuzdan iyidir, meşhurdur,

erken yaşta hayatta elde etmek istediklerini de elde etmiştir.

Kıskanılacak bir durum. Ama o anlarda hiçbirimizin gözünde bunlar yoktu,

aklımızdan da geçmedi. Sadece adını bildiğimiz bir insan kardeşimiz için

içimiz parçalandı, ağladık, dakikalarca dua ettik.

Bu olay bize iki şeyi yeniden anımsattı: Birincisi ve en önemlisi, biz insanız. İnsan kardeşlerimizin dünyanın neresinde olursa olsun acılarına ortak olmamız o kadar da zor değil. Kendi türümüze karşı bu kadar merhametli, bu denli duygulu hatta ağlamaklı baktığımız nadir anlardan birinde yine kendi türümüzün özelliklerini anımsamak ne güzel. İnsan evladı isterse dünyayı cennet yapabilir demek ki.

İkincisi ise hayatın ne kadar kısa, ölümün ne kadar beklenmedik olduğuydu. Eriksen hayatta. Bir de tam tersini düşünelim. O kıskanılacak koşulların artık bir önemi olur muydu? Elbet hayır. Öyleyse hayat denilen şu yaşadığımız karmaşanın ne kadar adaletsiz olduğunu unutmayalım. Her günümüzün, her anımızın ne kadar değerli olduğunu bilelim. Dolu dolu yaşamak için karşımızda duran hayata kıyıdan bakmayalım.

Şu dolu dolu yaşamak, sözünü de biraz açalım, ister misiniz? Bu, her günümüzü har vurup harman savurmak değil. Hesapsız kitapsız ve dahi ölçüsüz yaşamak da değil. Ama bilinçli, farkında olarak yaşamaktır. Nasılsa hayat bir gün son bulacak diye de çizgiden çıkmanın bir anlamı yok. İnsan olarak ve insana yakışır biçimde yaşamak; hem kendini hem çevresini mutlu ederek, çoğaltarak, anlamları zenginleştirerek ve bu dünyaya boş atılmış bedenimizi soyut anlamda doldurarak yaşamalıyız ki günü geldiğinde, hani ne derler, gözümüz arkada kalmasın.

İyi haftalar, keyifli okumalar dilerim.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar