Aydın
DOLAR32.265
EURO35.0951
ALTIN2460.8
Kontrbus bulvar

MİLLETVEKİLİ ADAYI AV. BURAK ÖZDEMİR: “TKP’YE VERİLEN HER BİR OY, BU KEPAZE DÜZENE KAFA TUTMAK DEMEKTİR”

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
MİLLETVEKİLİ ADAYI AV. BURAK ÖZDEMİR: “TKP’YE VERİLEN HER BİR OY, BU KEPAZE DÜZENE KAFA TUTMAK DEMEKTİR”
Aydın Duşakabin
Abone ol
Aydın Kritik ailesi olarak seçime giren tüm partilere sayfamızda yer vermeye çalışıyoruz. Bunlardan birisi de Türkiye Komünist Partisi. Seçime Sosyalist Güç Birliği İttifakı içerisinde ve kendi adaylarıyla giren Türkiye Komünist Partisi’nin Aydın Milletvekili Adayı Av. Burak Özdemir ile gazetemiz köşe yazarlarından Hasan Toker’in gerçekleştirdiği röportajı siz değerli okurlarımız için derledik.

 

 

 

Burak Bey merhaba. Öncelikle adaylığınız hayırlı olsun. Gündemimiz seçim olduğu için olabildiğince fazla siyasi partiyi takip etmeye çalışıyoruz. Bunlardan biri de Sosyalist Güç Birliği İttifakında yer alan Türkiye Komünist Partisi (TKP). Elbette TKP’de bir geçmişiniz var. İl Başkanlığı yaptınız. Yıllardır Aydın siyasetinde tanınan bir isimsiniz. Sizi TKP ile buluşturan neydi? Neden Türkiye Komünist Partisi?

Öncelikle, Aydın Kritik sayfalarında bize yer verdiğiniz için teşekkür ederiz. Ben bir komünistim. Ve ancak komünizmininsanlığı aydınlığa çıkaracağına inanıyorum. TKP bunun kavgasını veriyor. TKP; sermayeye karşı emekten yana, tarikatlara karşı laiklikten yana, emperyalizme karşı da yurtseverlikten yana bir parti. Bu üç ilke TKP’nin olmazsa olmazı. Bu üç ilkeyi kıskançlıkla savunan TKP, içinde yaşadığımız kepaze düzeni değiştirmeyi hedefliyor. Bu karanlık düzenin değişmesini istediğim için TKP’deyim.  

Düzeni değiştirmek istediğinizi söylediniz. Değiştirmek istediğiniz düzen nedir? Siz bu düzeni değiştirip yerine ne koyacaksınız? Nasıl bir Türkiye istiyorsunuz?

İçinde yaşadığımız düzen gerçekten kepaze bir düzen. Nasıl olur da bir avuç insan inanılmaz derecede zengin olup çoğunluk yoksullukla boğuşur! Sevgili ülkemizde 13 insanın zenginliğinin 45 milyon insanın zenginliğine eşit olduğunu biliyor muydunuz? Buna kepazelik denmez de ne denir! Böylesi bir tablodan ülkemiz adına ne adalet çıkar, ne özgürlük çıkar, ne de başka güzel bir şey. Bir avuç holding memleketimizi yağmalıyor; çoğunluğun yoksulluğu, işsizliği, çaresizliği pahasına. Çünkü bir avuç patron; bankalara, enerji kaynaklarına, limanlara, hastanelere, turizm şirketlerine, telekomünikasyon şirketlerine, velhasıl tüm zenginliklere sahip. Sorun da burada işte. Biz bu eşitsiz, sömürüye dayalı düzeni değiştirmek istiyoruz. TKP’nin kuracağı düzende bahsedilen zenginlikler artık bir avuç patronun değil, tüm toplumun olacak. Tüm temel sektörleri derhal devletleştireceğiz TKP iktidarında. Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, ısınma, aydınlanma gibi temel ihtiyaçlar üzerinden birilerinin servet biriktirmesini engelleyeceğiz. Bu hizmetler devlet tarafından ücretsiz sunulacak herkese. İnsanımız böylesi bir düzeni hak ediyor. Ve bu son derece mümkün. Yeter ki, zenginlikler küçük bir azınlığa değil, topluma ait olsun. Velhasıl, devletçi planlı ekonomiye dayanan, insanın insanı sömürmediği, eşitlikçi, özgürlükçü, laik ve bağımsız bir Türkiye istiyoruz.

 

 

Sanıyorum size en çok sorulan sorulardan birisi şudur. Şahsen ben de merak ediyorum. Türkiye’de sizler gibi sosyalist kimlikleriyle bilinen EMEP, TİP gibi partiler sizden ayrı bir ittifakta yer alıyor. Yeşil Sol Parti’nin başını çektiği Emek ve Özgürlük İttifakında neden yoksunuz? 

Emek ve Özgürlük İttifakında birçok başlıkta ortak düşündüğümüz sosyalist dostlarımız var. Ancak, Emek ve Özgürlük İttifakı sosyalist dostlarımızdan ibaret değil. Anılan ittifakın en güçlü bileşeni HDP. TKP az önce söylediğim gibi emekten yana olmayı, antiemperyalizm ve laiklik ilkelerini kırmızı çizgi olarak kabul ediyor. Bu ilkeler üzerinden kurulacak ittifakları önemsiyor. Çünkü Aydınlık bir Türkiye kuracaksak bu ilkelerin güçlenmesi ve toplumda yayılması zorunlu.  O yüzden bu ilkeler konusunda net ve kararlı olmak TKP için son derece önemli. Ancak, anılan ilkeler bağlamında HDP ile hayli farklı düşünüyoruz. Mesela ülkemizin en büyük patron örgütü olan TÜSİAD konusunda, emperyalist örgüt NATO başlığında, tarikatların dağıtılması konusunda anlaşamıyoruz. Öte yandan Hasan Cemal, Çengiz Çandar gibi, bugünlere gelinmesinde rol oynamış, yıllarca AKP’yi desteklemiş kişilerin milletvekili adayı olduğu bir ittifakta TKP’nin bulunması mümkün değildir. TKP; en büyük sömürücü grup TÜSİAD’ı karşısına alanlarla; NATO’ya, Amerikan Emperyalizmine karşı çıkanlarla; Tüm tarikatları dağıtacağız diyenlerle müttefik olmak, ittifak kurmak istiyor. Bu nedenle TKP, Emek ve Özgürlük ittifakı içinde yer almamıştır.  

O halde bahsettiğiniz ilkelerde Sol Parti, Türkiye Komünist Hareketi ve Devrim Hareketiyle ortaklaşıyorsunuz ki ayrı bir ittifak olan Sosyalist Güç Birliği İttifakındasınız. Peki, Sosyalist Güç Birliği olarak neden ayrı bir cumhurbaşkanı adayı çıkarmadınız? Bu vesile ile Cumhurbaşkanlığı seçimindeki tavrınızı da anlatır mısınız? 

Ayrı bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarma başlığı gerek TKP içinde gerekse Sosyalist Güç Birliği içinde konuşuldu, tartışıldı. Ancak, Erdoğan’ın toplumda büyük bir öfke yarattığı, ülkemizin gerçek meselelerinin konuşulmasının önünde engel teşkil ettiği, “ne pahasına olursa olsun Erdoğan’dan kurtulma” duygusunun son derece yaygın ve güçlü olduğu bir tabloda Cumhurbaşkanı adayı çıkarmanın isabetli olmadığı kanaatine varıldı. Öte yandan, Erdoğan’ın kaybetmesinin son derece önemli olduğunu da görüyoruz. Çünkü Erdoğan’ın tekrar seçilmesi halinde toplumun önemli bir kısmında derin hayal kırıklığı ve umutsuzluk hissi oluşacak, bu da önümüzdeki dönemde vereceğimiz mücadeleyi zorlaştıracaktır. Bu nedenle TKP “Bir oy Erdoğan Gitsin diye” sloganıyla oyunu Kılıçdaroğlu’na verecek. Açıkçası biz, “gidene” sevineceğiz!

Cumhurbaşkanlığı seçiminde açıkça Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vereceğiz dediniz. O halde Millet İttifakına neden destek vermiyorsunuz? Recep Tayyip Erdoğan’ın gitmesi kadar mecliste çoğunluğu elde etmek de önemli değil mi? 

Bahsettiğim gibi, “Bir oy Erdoğan gitsin diye” sloganıyla oyumuzu Kılıçdaroğlu’na vereceğiz. Ancak, Millet İttifakının ülkemizi aydınlık yarınlara taşımayacağını, ülkemizin temel sorunlarını çözemeyeceğini de biliyoruz. Esasen 2002 yılında AKP’yi kimler iktidara taşıdıysa ve onca yıl desteklediyse, bugün Millet İttifakının arkasında da benzer güçler bulunmaktadır. Kimler mi; Uluslararası tekeller ve ülkemizin büyük sermaye grupları. Millet İttifakının programında ya da söylemlerinde piyasa ekonomisi karşıtlığı, yani emekten yana olmak yok; tarikatlara karşı çıkmak, laiklik savunusu yok; emperyalizm karşıtlığı, NATO’ya tavır almak yok. Esasen Millet İttifakı, “Erdoğan’sız ya da AKP’siz AKP Rejimi” isteyenlerin ittifakıdır. Böylesi bir ittifakı TKP’nindesteklemesi herhalde beklenemez! Laikliği savunmayanlarla, eski AKP zihniyetlilerle, piyasa ekonomisine tapanlarla, tepeden tırnağa Amerikancı olanlarla; örnek verirsek, Sadullah Ergin gibi kişilerle Meclis çoğunluğu oluşsa ne faydası, ne değeri olur! Unutmayalım; Meclis NATO oylamalarında hayır oyu kullananlarla, tarikatları dağıtacağız diyenlerle, devletçi ve planlı ekonomi diye ses yükseltenlerle dolarsa anlamlı ve değerli olur. 

Son olarak siyasetin klasik sorusunu size yöneltmek istiyorum. Seçmenler neden Türkiye Komünist Partisi’ne oy versinler?

TKP fikirlerini ve hedeflerini açıkça söyleyen bir parti. TKP, zor zamanlarında, hak arayışlarında her daim toplumun, emekçilerin yanında olan bir parti. TKP sorunlarımızın kapitalist düzenden kaynaklı olduğunu söyleyen ve bu düzeni değiştirmek isteyen bir parti. TKP’ye verilen her bir oy, 15 Mayıstan itibaren emekçilerin hak arayışının ve mücadelesinin yükselmesi demektir. TKP’ye verilen her bir oy; emekten, laiklikten, antiemperyalizmden yana siyasetin güçlenmesi demektir. TKP’ye verilen her bir oy, sevgili ülkemizi işgal etmiş bulunan bir avuç holdingin ve tarikatın uykularını kaçırmak demektir. TKP’ye verilen her bir oy, 21 yıllık AKP rejimiyle ve eski yeni tüm unsurlarıyla hesaplaşmak demektir. TKP’ye verilen her bir oy; işsizliğin olmadığı, kaynakların toplum yararına kullanıldığı, emeğin sömürülmediği, tarikatların bulunmadığı; eşitlikçi, laik, bağımsız bir ülke yaratma mücadelesine sunulan değerli bir katkıdır. TKP’yeverilen her bir oy bu kepaze düzene kafa tutmak demektir.

Vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz Burak Bey. Aydın Kritik ailesi olarak sizlere de seçimde başarılar diliyoruz. 

İlginiz için çok teşekkür ederim. İyi çalışmalar dilerim.

Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
SAATÇI: BU ŞEHİRDEN HÜDA-PAR’IN ASKERLERİNE, ORTAKLARINA OY YOKÖnceki Haber

SAATÇI: BU ŞEHİRDEN HÜDA-PAR’IN ASKERLER...

Başkan Saatçı'dan Aydınlılara miting teşekkürü "Yarınlarımızı hep birlikte inşa edeceğiz"Sonraki Haber

Başkan Saatçı'dan Aydınlılara miting teş...

Yorum Yazın

erez

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar